Sıkıntı sendromu nedir?
“İş sıkıntısı” olarak da adlandırılan sıkıntı sendromu, bir çalışanın görevlerinin anlam veya zorluktan yoksun olduğunu algılayarak zihinsel yorgunluğa ve ilgisizliğe neden olmasıyla ortaya çıkar. Pandapé İnsan Kaynakları ekibine göre bu olgu, işin kalitesini olumsuz etkiliyor ve kaygı ve depresyon gibi duygusal sorun riskini artırıyor. Tükenmişlik gibi, nedenleri ve belirtileri farklı olsa da, can sıkıntısı da sağlığı ve performansı etkiler.
Bu sendrom sadece aktivite eksikliği değil aynı zamanda yeteneğin, yeteneklerinin kullanılmadığını hissetmesi durumudur. Pandapé'ye göre Latin Amerika'daki İnsan Kaynakları uzmanlarının %85'i, pek çok çalışanın zorlanmadığını düşündükleri görevlerden sıkıldığını ve bunun da potansiyellerini sınırladığını düşünüyor.
Sıkıntı ve tükenmişlik: stresin iki yüzü
Sıkıntı ve tükenmişlik zıt bağlamlardan kaynaklansa da her ikisi de çalışanların sağlığı ve verimliliği üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Sıkıntı, tekrarlanan ve zorlayıcı olmayan görevlerden kaynaklanan ilgisizlik ve boşunalık duygusuyla karakterize edilir. Bunun aksine tükenmişlik, aşırı iş yükü ve sabit baskıdan kaynaklanır. Her iki durum da düşük üretkenlik, kötüleşen çalışma ortamı ve uzun vadede yüksek personel değişimi gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Pandapé, her iki koşulun da kuruluşların dikkatini gerektirdiğini, çünkü bunların göz ardı edilmesinin yalnızca bireyleri değil, ekibi ve bir bütün olarak şirketi de etkilediğini açıklıyor.
“İş sıkıntısı” olarak da adlandırılan sıkıntı sendromu, bir çalışanın görevlerinin anlam veya zorluktan yoksun olduğunu algılayarak zihinsel yorgunluğa ve ilgisizliğe neden olmasıyla ortaya çıkar. Pandapé İnsan Kaynakları ekibine göre bu olgu, işin kalitesini olumsuz etkiliyor ve kaygı ve depresyon gibi duygusal sorun riskini artırıyor. Tükenmişlik gibi, nedenleri ve belirtileri farklı olsa da, can sıkıntısı da sağlığı ve performansı etkiler.
Bu sendrom sadece aktivite eksikliği değil aynı zamanda yeteneğin, yeteneklerinin kullanılmadığını hissetmesi durumudur. Pandapé'ye göre Latin Amerika'daki İnsan Kaynakları uzmanlarının %85'i, pek çok çalışanın zorlanmadığını düşündükleri görevlerden sıkıldığını ve bunun da potansiyellerini sınırladığını düşünüyor.
Sıkıntı ve tükenmişlik: stresin iki yüzü
Sıkıntı ve tükenmişlik zıt bağlamlardan kaynaklansa da her ikisi de çalışanların sağlığı ve verimliliği üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Sıkıntı, tekrarlanan ve zorlayıcı olmayan görevlerden kaynaklanan ilgisizlik ve boşunalık duygusuyla karakterize edilir. Bunun aksine tükenmişlik, aşırı iş yükü ve sabit baskıdan kaynaklanır. Her iki durum da düşük üretkenlik, kötüleşen çalışma ortamı ve uzun vadede yüksek personel değişimi gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Pandapé, her iki koşulun da kuruluşların dikkatini gerektirdiğini, çünkü bunların göz ardı edilmesinin yalnızca bireyleri değil, ekibi ve bir bütün olarak şirketi de etkilediğini açıklıyor.